Plastik Sektörünün Amiral Gemisi Oldu
Toplam okunma sayısı: 2376
01 Tem 2008
Sektörün güçlü kuruluşu Esen Şirketler Topluluğu’nun kuruluş süreci bir başarı öyküsünün dipnotlarını aktarıyor...
Yıl, 1980... Almanya'nın Düsseldorf kenti...
Bir bankadan alınan 150 bin liralık teminat mektubuyla İzmir Karabağlar'da tuttuğu 150 metrekarelik atölyede ikinci el makineyle 4 yıldır hortum üreten genç işadamı Salih Esen, plastik sektörünü buluşturan fuarı gezmektedir. Dikkatini, sıhhi tesisat bağlantılarında kullanılan özel bir hortum çeşidi çeker. Serde mühendislik vardır, bu nedenle üretildiği makineyi özellikle inceler. Ama öyle ayaküstü olacak gibi değildir, daha çok bakmak gerekir. Ne yapacağını düşünürken, aklına, yanındaki fotoğraf makinesi gelir. Tutar, resimlerini çeker. Türkiye'ye dönüşte ilk iş olarak bir torna atölyesine kapanır. 6 ayın sonunda o makinenin aynısını yapar. 'Esen Spiral' adını verir. Kısa bir tanıtımından sonra sipariş yağmaya başlar. O zamana kadar günü kurtaran şirketi, artık para kazanmaktadır. Kısa süre sonra makine parkı ikiye, üçe katlanır. Önce Bornova'da 550 metrekarelik, ardından Pınarbaşı'nda bin 550 metrekarelik yere geçilir. Ürün çeşidine PVC profil de katılır. Bunu, İzmir'in çeşitli yerlerinde açılan satış mağazaları izler. Esen Plastik artık marka olmuştur. Yeni yer arayışı kaçınılmazdır. Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde 40 bin metrekarelik alanda Esen Şirketler Topluluğu'nun karargahı kurulur.
Önümüzdeki süreçte Esen Şirketler Topluluğu’nun hedefleri ve yeni projeleri nelerdir? Yeni yatırımlar, yeni sektörlere yönelimler olacak mı?
2007'de 20 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 100 milyon dolarlık ciro yaptık. Adana Organize Sanayi Bölgesi'nde 26 bin metrekarelik alanda 10 milyon dolarlık yatırımla yeni bir fabrika kurduk. Esen koruge boru sistemlerinin üretimine başladık. Bu ürün sayesinde özellikle depremler nedeniyle büyük zarar gören beton altyapıya, uzun ömürlü bir alternatif yarattık. Bu arada ikinci kuşak da yönetime katıldı. Kurumsallaşma yolunda önemli ilerleme sağladık. Esen Şirketler Topluluğu İhracat Sorumlusu olarak görev yapan kızım Eldem ve Esen Profil Genel Müdür Yardımcısı oğlum Eren'in şirket yönetimine katılmalarıyla güç kazandık. 2007'de onların dinamizmiyle daha da büyüdük.
2007 yılı için belirlediğimiz 20 milyon dolar ihracat ve 100 milyon dolar ciro hedefine onlarla birlikte ulaştık. Çünkü aile şirketlerinde başarı, iletişim, dayanışma ve birlik olmaktan geçiyor. 32'inci gurur yılımızı kutladığımız şu dönemde ulaştığımız noktayı hiçbir zaman yeterli görmüyoruz. Mevcut 40 bin metrekarelik fabrika alanımızı 20 bin metrekarelik ek bir yatırımla 60 bin metrekareye çıkarıyoruz. 2008 yılında yeni ürünler için 10 milyon dolarlık yatırım yapmayı planlıyoruz. Ayrıca Menemen’de kurulan Plastik Organize Sanayi Bölgesi’nde 80 bin metrekarelik alan üzerinde yeni bir fabrika kuruyoruz. 2009’un ikinci yarısında yatırımı tamamlamış olacağız. Adana Organize Sanayi Bölgesi’nde 26 bin metrekarelik alanda 10 milyon dolarlık yatırımla kurduğumuz fabrikada üretimine başladığımız “Esen koruge boru sistemleri” ile depremler nedeniyle büyük zarar gören beton altyapıya, uzun ömürlü bir alternatif yarattık. Yeni yatırımla, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun yanı sıra; Irak ve Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında önemli rol oynayacağız. 20 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Yeni yatırımla, özellikle Körfez ülkeleri, Güney Afrika’ya ihracatımızı yoğunlaştırmayı hedefliyoruz
Stratejik ortaklıklar hakkında neler düşünüyorsunuz?
Yurtdışından gelecek olan stratejik işbirliği tekliflerine açığız. Bu yönde gelen talepleri değerlendirebiliriz. Küreselleşme ve Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde gerçekleştirilebilecek işbirliklerine hazırlanmak zorundayız.
Her zaman sektöre yeni ürünler sundunuz? 2008 yılında bu geleneği sürdürecek misiniz?
Sanayici olarak her zaman yeni yatırım yapmak zorundayız. Biz altyapı sektöründe ikinci veya üçüncü durumdayız. Termoplastik ürünler giderek klasikleşiyor. Piyasa yeni ürünlere ihtiyaç duyuyor. Kompozit dediğimiz bu yeni ürünlerle ahşap ve plastiğin birlikte kombine edildiği teknolojiler hızla gelişiyor. Önümüzdeki dönemde plastik ahşaplar, gerçek ahşabın yerini alacak gibi gözüküyor. Biz de rekabetçi piyasadaki yerimizi koruyabilmek için yıl sonuna kadar yeni ürünleri piyasaya sunacağız. Ayrıca zirai sulama sektörüne yönelik olarak halen Türkiye’de bulunmayan yeni bir ürünü de yıl sonuna dek sektörle buluşturacağız.
İzmir’in sanayi ve ticaret kenti olması için yapılması gerekenler? Atılması gereken adımlar?
İzmir deyince akla ilk olarak liman geliyor. Çünkü İzmir ekonomisinin kalbi limanda atıyor. Özelleştirilmesi hizmet kalite ve hızının arttırılması sürecini de beraberinde getirecektir. Umarız bu dönem yasal anlamda da hızla tamamlanır. Çünkü hiçbirimizin beklemeye tahammülü yok. Bu konuda özel bir beklentimiz yok. Sektörümüzde çok önemli bir yer tutan Petkim de özelleştirildi. Önemli olan burayı alanların ne kadar yatırım yapacağı konusudur. Petrokimya sektöründe yeni ürünlerin üretiliyor olması, katma değeri yüksek ürünleri üretecek sanayiciye de büyük avantajlar sağlıyor Petkim’in ne olacağına karar verilerek, yatırımların hızlı bir şekilde yapılmasına olanak sağlayacak tedbirlerin alınmasını bekliyoruz.
İzmir hak ettiği yerde mi? İzmir vizyonu nasıl olmalı?
İzmir ekonomik açıdan büyük bir açılım içinde. Organize sanayi bölgelerinin gücü ve etkinliği sürekli artıyor. Ulaşım, altyapı olanakları ve yetişmiş insan gücüyle bu kent, sürekli göz ardı edilen bir potansiyelle devinmeye ve kalkınmaya devam ediyor. Ama tartışmalar fasit bir daire gibi bizi kendine hapsediyor. Sağduyu kayboluyor. Sapla saman karışıyor. Yabancı sermayeyi en fazla çeken ülkelerde bile girişimcinin işi zordur. Ama burada önemli bir noktayı gözden uzak tutmayalım. Yatırımcı, İzmir’i terk ediyor lafları, kötü niyetli bir söylemin parçasıdır. Çünkü, küresel ekonomi, sanayici ve yatırımcıyı gelişen pazarlara doğru harekete zorlar. Bu yüzden yatırımları tek başına kentsel ölçütlerle değerlendirmek bizi yanlış bir noktaya götürür. Yatırımcı uygun koşullar bulursa sadece Türkiye’nin değil, dünyanın herhangi bir yerine gitmekten çekinmez. Biz, 2001 yılında Esen Şirketler Topluluğu’nun ihracat bölümünü güçlendirmek için İstanbul’a “Ticaret Direktörlüğü”nü kurarken, uluslararası rekabeti gözönünde bulundurduk.
Ama yine büyük bir mutlulukla söylemeliyim ki... Biz İzmir sayesinde bugünlere geldik.
Ulusal bir marka olmak, dış pazarlara kolay açılmak ve finansman kolaylığı sağlamak için bir ayağımızın İstanbul’da olması şarttı. Ama biz hiçbir zaman İzmir’i terketmedik, şirket merkezi
ya da ihracat bölümlerini İstanbul’a taşıyan hiçbir sanayici gerçekte İzmir’i terketmedi”
İş dünyası gelecekteki İzmir için nasıl bir sinerji oluşturmalı?
İzmir’in iktidara uzak kalması nedeniyle birtakım kamu yatırımlarından hakettiği payı almaması ayrı bir konudur. Bunu aşmak için kentin her alanda eksikliği hissedilen güçbirliğini yeniden
inşa konusunda atacağı çok adım var. Bu kentin geriye gittiğini savunan kesimler,
İzmir’e yatırıma hazırlanan pekçok ulusal ve uluslararası yatırımcının da hevesini kırıp,
planlarının ertelemesine neden oluyor. Bu da İzmir’e yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Rakamlarla Esen Şirketler Topluluğu...
Esen Şirketler Topluluğu’nun ekonomideki inişli çıkışlı grafiğe rağmen,
üretim, yatırım ve ihracata ağırlık verdiğini belirten Yönetim Kurulu Başkanı Salih Esen şu bilgileri verdi:
“2006 yılında 75 milyon dolar ve 2007 yılını da yüzde 25’lik büyümeyle,
100 milyon dolarlık bir ciroyla geride bıraktık. 2006 yılında 13 milyon dolar olarak gerçekleşen ihracatımız da
2007 yılında yüzde 50’nin üzerinde bir artışla 20 milyon dolara yükseldi.
Esen Şirketler Topluluğu kuruluşu Esen Plastik’in, İSO’nun her yıl yayımladığı Türkiye’nin en büyük ikinci 500 sanayi kuruluşu listesinde 2006 yılında 30 basamak birden tırmanarak 80’inci sırada yer aldık. 2007 yılı verilerine göre Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu arasına girmeyi hedefliyoruz”